Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu?

Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu?

Ocak 21, 2024 Kapalı Yazar: Gürkan Duman

Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu?

Bir önceki yazımda şöyle demiştim: ”Hani toplum içinde birisi yere eşyasını düşürdüğünde orada bulunan çoğunluk yere eğilip ona yardım etme isteğinde bulunur ya… aslında karanlıkta el feneri ile karanlığa ışık saçan bir insanın aramak istediği nesnelerle buluşmak gibi de bir şey bu. düşünsene aynı karanlıkta toplanmışız, sayımız bir hayli fazla. hepimizin elinde bir fener, karanlığa ışığı tutuyoruz. hangisi gerçek? gerçeğimi mi arıyoruz doğruyu mu?

Manipülasyon… Birinci olayların ikinci kişiler tarafından üçüncü kişiliklere anlatılması ve aktarılması olayıdır. Bugün algılarımızın değiştiği bir gerçek. Daha çok ikna edilmeye ihtiyacımız varmış gibi yaşamlar sergiliyoruz. Haklı olmaktan nefret etmek kadar zevk almaya başladık. Nasıl haklı olduğumuzun hiç bir önemi olmaksızın, Neden zafer kazanmalıyız? bilincinin de Şûrasını oluşturuyoruz. Bu konseyde kendi düzenimi oluşturduğumuz her birey için bir kontrol mekanizmasını oluşturuyoruz. Kazanmanın ve kaybetmenin var olduğu bir dünyada değişim kaçınılmaz, dönüşüm ön görülemezdi. Fakat; asla başımızı yastığa koyduğumuzda hiç bir muhasebe yapmaksızın, yapılmış veya yapılacak olan tüm yanlışlıkların üzerine doğrular eklemeyi de ihmal etmiyoruz. Bu doğrular ileride bizi karşılayacak yanlışlıkların ”Dur” deme habercisi. Çünkü gördüğümüz, duyduğumuz, düşündüğümüz her bir şeyde bir gerçek var. Zaman yaşanmış ve yaşanacak olanların en büyük plancısı ve aynı zamanda eylemcisidir. Belki de düşündüğümüz her eylemin olgunlaşmamış halinde, çok büyük bir patlama meydana geliyor da biz duymuyoruzdur. Çünkü bu maddede var. Maddenin en küçük yapısına atom denir. Bizler bütün olarak gördüğümüz her şeyin mikro parçalarıyız. Bu düşüncemiz var…

Peki Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu?

Bugün dün verdiğin doğru bir kararın yarın değişme ihtimaline karşı bir cevap hazırladın mı? Bunu dün için düşündüm ve söyledim peki bunu aylara ve senelere vurduğunda, yıllara vurduğunda sonuçlar ne kadar netleşiyor öyle değil mi? Gerçek ne kadar dönüşüyor öyle değil mi? Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu? Kandırılmanız ve manipüle edilmeniz muhtemeldir o zaman değil mi? Doğru tektir, doğruyu söylene inandığında. Doğru gerçektir, doğru söylediğini bildiğinde. Bu yüzdendir ki doğru olmak gerçeği korumanın tek yoludur. Eğer ki doğru biri olduğumuzda, doğruları söylemekten korkmadığımızda, doğruyu doğrulardan aldığımızda, duşumuzda dik olacaktır. Doğru satın alınamaz, doğrular sadece aktarılır. Doğrular kar amacı gütmemeli. Doğrular insan ahlakının temelidir. Misal yalan söylememek doğruluktur. Bir insan maddiyat için değil, inancı için doğru olmalıdır. İnançlarda kıskançlık, haset etmek, kibir etmek, kin duymak vb insana zarar veren değerler yoktur. Bilakis doğrulukta nefs yoktur. Doğruluk her daim nefsine savaş açmış ve onu yenmiş bir insanın dik durmasıdır. Doğruyu yakamazsın, doğruyu yok edemezsin. Doğrular var olduğumuzda var olmaya devam edecektir. Çünkü temelde sınavlar bir soruyla başlar. Sorular cevaplar ve tercih etme hakkı sunar. Sınavlar insan hayatının var olduğu sürece karşısına çıkacaktır. Hayat devam ettikçe bir sınav, sınavlar devam ettikçe seçimleri doğuracaktır. Bugün kendimize basit bir soru sormanın, düşünmenin bile bir cevabıdır. Kendimizle olan sınavımız ise en çetindir.

Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu?

Gerçeğimi Arıyoruz Doğruyu Mu? Gerçeği ararken doğruyu bulan bir insanın nelerle karşılaştığını yalnızca onun hissettikleri kadar değer görebilir. Hisler; asla cümlelerle ifade edilemez. Fakat resmedilebilir. Hisler duyguların alışverişidir. Aynı dili bilmeyen bir insana hangi duygu ile ne aktarabilirsin hepsi bu. Bu basit gibi görünen fakat o kadar olan bir yaklaşım ki; kimisini bazen susarak anlarsın, kimisini sustuğunda dinlersin, bu kimisi bazı zaman sen olduğunda kendinle baş başa kalırsın, buna da yalnızlık derler. İleri vadede seni bırakabildiği nokta delilik, ötesi yokluk olur. Bunu şöyle ifade edebilmek mümkün. Yükseklik korkusu olan birinin yukarıya tırmanmasından sonra aşağı inmesiyle açığa çıkar gerçek korku. Deliliğin ötesine gittiğinde gerçeğin varlığına tırmanmışsındır. Yalnızca aşağı inme endişesi olmayanın korkusunda çıkar gerçek ve doğru. Gerçek ve doğru ayrı yazılmasına rağmen tektir. İkisi de aynı. Değişen; zaman ve onun getirdikleri. Tek bir doğrunun, binlerce gerçeğe dönüşmesine izin verme. Gerçeğin doğrudan farkı; doğru tektir değişmez. Fakat gerçek dönüşebilir. Onu dönüştüren de bizleriz. Bizler doğruyuz. Doğruluğumuzu koruduğumuz ana denk gerçek dönüştürülmüş olsa bile tek olacaktır. Çünkü ancak bu şekilde nesilden nesle aktarabilme gücüne sahiptir. Bu sebeptendir ki gerçek dönüştürülebilir. Özün  ise tektir. Tek bir soru binlerce sorununda tercihlerini ortaya çıkartabilir fakat işin özünde tek bir cevap doğrudur.

Teslim Olmak

(İnanç)

Teslim olmanın verdiği mutluluk yazısında da buna değindim. Neden teslim olursun? Senden daha güçlü olduğu için mi… Bu sadece dünya için geçen bir kavram, karşılaştırma ve karmaşa. Çok şey bilen ve hiç bir şey bilmeyen arasında ufak ve ince bir çizgi var. İtaat etmek. Aslında bu teslim olmanın anahtarı. Elbette hiç bir şey bilmemek demek değil bu. Çok şey öğrenip, ilim sahibi olup ilmi yaymak. Fakat tek bir amaç doğrultusunda hareket etmek gerekir. O’da insanlara faydalı olmak. Peki neden? Çünkü insanlar yaratılmışlar arasında en üstün ve şerefli varlıklar olarak yaratılmıştır. Bizler yaratılanız. Yaratılanlar ise acizdir. Yani insan oğlu aciz varlıklardır. Öyleyse bu soru kendi içinde şu cevabı verebilir mi? İnsanlara yalnızca Allah’ın (C.C) rızasını kazanmak için yardımcı olmak… Evet- Yaratıcının yarattıklarına saygı duymak, onlara karşı hoşgörülü olmak, sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemek bunun en net cevabıdır. Teslim olmak kuyunun dibine inmektense, gökyüzüne bakan gözlere sahip olmak kadar özgürlük hissi oluşturur. Gerçeğe ve doğruya yaklaşmanın tek yolu da rabbimizin rızasını kazanmaktır. Çünkü bizler yaratılan olan aciz varlıklarız.

Daha fazla köşe yazılarım için beni takip edin.

Gürkan Duman